www.susmayanlar.com
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

www.susmayanlar.com

Susmak istemeyenlerin Mekanına Hoş Geldiniz...
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 GÖNÜL KÖPRÜLERİ

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Admin
Admin



Mesaj Sayısı : 130
Yaş : 54
Kayıt tarihi : 08/02/08

GÖNÜL KÖPRÜLERİ Empty
MesajKonu: GÖNÜL KÖPRÜLERİ   GÖNÜL KÖPRÜLERİ Icon_minitime21/2/2008, 21:55

GÖNÜL KÖPRÜLERİ Bayrak10
GÖNÜL KÖPRÜLERİ



Yıllarca aramızdaki bağların neler olduğunu bilmeden yaşamış, birbirimizle olan beşeri münasebetlerimizde hep dünyevi menfaatler aramışız. Karşımızdaki insanın bize menfaat getirecek herhangi bir faaliyette bulunmasını istemiş, eğer öyle bir münasebet bahis mevzu değilse ilişkilerimizi kesmişiz ya da ilişkilerimizin zayıf kalmasını sağlamışız. Zamanla neleri kaybettiğimizin farkına varamamış, kaybettiklerimizin değerini dahi anlamamışız. Sevgi bunların en başında gelen bir değer değil midir? Hoşgörünün kaynağı olan sevgi kalplerin birleşmesini sağlayan bir gönül köprüsü değil midir?

Sevgi ve hoşgörü ovasında gönül huzuru içerisinde seyahat etmemiz gerekirken, dolambaçlı ve bir o kadar da yorucu olan meşakkat rampalarına tırmanmaya çalışmış, onun yorgunluğunu üzerimizden atamadan yeni bir hazımsızlık rampasına tırmanmaya çalışmışız. İnsanoğlunun hamuru sevgi ile yoğrulmuş, benliği sevgi ile kurulmuş, kalbi hoşgörü ile serinlemiş, fikri ve düşünceleri hoşgörü ortamında şekillenmiştir. Yıllarca bizler de bu düşüncelerden habersiz ağlamışız da niçin ağladığımızın farkına varamamışız. Biraz düşündüğümüzde binbir fenalığın kol gezdiği şu fevkalede kirlenmiş dünyada her zaman temiz kalabilmiş bir şey varsa o da sevgidir. Onca solan gülendam şeylerin yanında hiç renk atmadan, özelliğini kaybetmeden hala canlılığını koruyan, güzellik ve cazibesini kaybetmeyen bir dilber varsa o da sevgidir. Tırmanmaya çalıştığımız rampalarda kaybettiklerimiz geçmişte kalmıştır. Önemli olan kaybettiklerimize değil, kazanacaklarımıza bakarak geleceğimizi şekillendirmemiz, geleceğimizi şekillendirirken de sevginin yaşatan bir iksir olduğunu, insanın sevgiyle yaşadığını, sevgiyle mutlu olduğunu insanlık sözlüğünde sevginin bizim canımız olduğunu hatırlamamızdır.

Sosyal hayatımızın devamında bazı olumlu şeyleri beklerken olumsuzluklarla karşılaşabiliriz. Karşılaştığımız şeyler hayatımızda olumlu bir değişiklik yaptığında kendimizle gurur duyar, olumsuzluk karşısında kadere lanet ederiz. Oysa kader insan iradesinin dışında tecelli eden bir olgudur. Şekillenmesine bizler hareket ve davranışlarımızla katkıda bulunuruz. Necip Fazıl Kısakürek bunu dizeleriyle çok güzel ifade etmiştir:

Kader beyaz kağıda sütle yazılmış yazı

Elindeyse beyazdan gel de sıyır beyazı

Hal böyleyken bile bizler isyana yönelmede tereddüt etmeyiz. Bilmediğimiz ya da bilmek istemediğimiz şey sadece kadere rıza göstermektir. Kaynağının sevgi ve hoşgörü olduğunu bilmediğimizden isyan boyutuna savrularak gayyalara yuvarlanıp gitmekteyiz. Sevgisizliğin ve hoşgörüsüzlüğün bedelini ödediğimiz şu günlerde, geçmişi şöyle bir muhasebe ettiğimizde neleri kaybettiğimizi hatırlamamız, kaybettiklerimizi yeniden kazanma imkanına sahip olabileceğimizin hesabını yapmamız acaba çok mu zordur? İncir çekirdeğini doldurmayan meseleler yüzünden kalbini kırdığımız dostlarımız kendimizi mutlu etmek uğruna başkalarının malına uzattığımız ellerimiz, hayatımızın baharında bizleri hapishane kapılarına iten hatalarımız veya kötü dostlarımız sebebiyle başımıza gelen bela ve musibetlerin kaynağı sevgi ve hoşgörü ortamından uzak olmamız değil midir? Oysa sevgi silâhına sahip olan birinin başka silâha ihtiyaç duymayacağını düşünerek, sevginin; silâh namlusundan çıkan bir mermi ve top güllesini bile tesirsiz hale getirecek kadar güçlü olduğunu anlayabiliriz.

Geçmiş geçmişte kalmıştır. Bize düşen geçmişi geçmişte bırakıp bundan sonraki hayatımıza bakmaktır. Bugüne kadar yaptığımız hatalarımızı tamir ederek kalp kazanmaya, kalp kazanmaktan dost kazanmaya yönelerek yıllardır ihmal ettiğimiz tahrip olmuş gönül köprülerimizi tamir etmeye yönelebiliriz. Muhabbet rahlesi önünde diz çöküp ömrünü sevgi meşk etmeye adamış talihliler hiçbir zaman sözlüklerinde kine, nefrete, gayz ve komploya yer vermemiş, hayatları pahasına da olsa düşmanlığa baş vurmamışlardır. Çünkü onların muhabbetle iki büklüm olmuş boyunları her zaman sevgiye selam durmuş ve sevgiden başkasına kıyam etmemiştir. Bunlar birer sevgi küheylanı gibi şahlandıklarından; düşmanlık duygusu, saklanacak in aramaya durmuş, nefret; gayzından çatlamış, kin öldüren bir yutkunmaya dönüşmüş, komplo; gelip sahibinin boynuna dolanmıştır. Unutmamamız gereken bir şey var ki sevgi, en saf altınla bile tartılsa ağır gelir. Altın da gümüş de değişik borsalarda değer kaybedebilir ama sevginin kapıları her zaman olumsuzluklara kapalıdır. Hiçbir harici müdahale onun iç ahengini bozamaz. Sevgi, sancağının önünde dalgalandığı kalelerin kan dökülmeden fethedilmesi, sevgi askerlerinin ulaşabildiği yerlerdeki sultanların muhabbet çerisinin sıradan birer neferi haline gelmesi ile gücünü göstermiştir.

O zaman gelin hep birlikte buz gibi soğuk olduğu iddia edilen hapishane duvarlarını sevgi ve hoşgörü dantelleriyle nakış nakış, desen desen işleyelim ki, yıllarca ağlamamıza sebep olanlar yaptıkları hatanın farkına varmanın aczi ve pişmanlığı içerisinde, başlarını önlerine eğerek bizlerden af dilesinler ve bizler de onlara tahrip olmuş gönül köprülerimizi tamir ederek; yeni yollar, köprüler yapacağımızın mesajlarını verelim.

Mustafa İbiş

2. Müdür

Sivas E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

GÖNÜL KÖPRÜLERİ Bayrak10
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://susmayanlar.com
fatma

fatma


Mesaj Sayısı : 28
Kayıt tarihi : 12/02/08

GÖNÜL KÖPRÜLERİ Empty
MesajKonu: YAĞMUR YAĞMUR   GÖNÜL KÖPRÜLERİ Icon_minitime21/2/2008, 21:59

GÖNÜL KÖPRÜLERİ Anneyi10
YAĞMUR



Yağmuru seviyorum;

Bana gerçeği anlattığı için,

Benimle sevgisini paylaştığı için.

Yağmur olmayı seviyorum;

Sevgilimin kollarında yatıp,

Saçlarını okşayabildiğim için.

Yağmuru seviyorum;

Birlikte muhabbete daldığım için,

Birlikte kaderimizi anlattığı için.

Yağmuru seviyorum;

O canda bir kalp var dünya kadar,

Dedi yağmur;

O kalpte bir sevgi var sonsuza kadar,

Dedi yağmur.

O sevgide bir sen varsın ölüme kadar,

Bir can dedim, o da seni tarif etti.

Bir yudum sevda dedim,

Yağmur dedi.

Sevgi dedim, ömür boyu dedi.

Aşığım dedim,

Yağmur, şair dedi.

Bir ses duydum,

Yağmur dedi.

Durdum dinlemek istedim,

İsmini sordum,

Yağmur dedin.



Haydar Eren

Iğdır Kapalı Ceza İnfaz Kurumu


GÖNÜL KÖPRÜLERİ Anneyi10
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
fatma

fatma


Mesaj Sayısı : 28
Kayıt tarihi : 12/02/08

GÖNÜL KÖPRÜLERİ Empty
MesajKonu: SONA ERMEDEN   GÖNÜL KÖPRÜLERİ Icon_minitime21/2/2008, 22:04

GÖNÜL KÖPRÜLERİ Gozum_10
SONA ERMEDEN





Duygularım boğulmuş sayenizde,

Sevmekten bile tat almıyor artık.

Umutlarım kararmış yüreğinizde,

Ölmekten bile korkmuyor artık.



Her şeyin sonu gelmiş gibi,

Aldırmıyoruz hiçbir şeye.

Sıradan yaşıyoruz hayatı,

Biteceğini bile bile.



Kıymet bilmiyoruz bitmeden,

Anlayamıyoruz değerini hayatın.

Sevdiğimizi bile söyleyemiyoruz.

Herşey sona ermeden.



Gülbey Nadi Gölpek

Eskişehir H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

GÖNÜL KÖPRÜLERİ Gozum_10
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
GÖNÜL KÖPRÜLERİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
www.susmayanlar.com :: İlk kategoriniz :: Yeter be diyenlerin reyonu... :: İtiraf Salonumuz-
Buraya geçin: